Gösterdiğiniz her davranışın bir başkasının hayatını etkilediğini düşünmüşsünüzdür. Ufak çapta bir etkileşimden bahsetmiyorum. Bir başkasının can güvenliğine doğrudan tehdit oluşturacağınız bir etkileşimden bahsediyorum. Böyle bir yaşam ne kadar kaliteli olabilir?
Film, 2017’de, Amerika’da bilim-kurgu başlığı altında gösterime girdi. Bugün bilim-kurgu dediğimiz pek çok filmin, aslında yaklaşmakta olan gerçek ve acımasız dünyanın habercisi olduğunu söyleyebiliriz.
Dünya nüfusunun sürekli olarak arttığını, buna paralel olarak da iklim krizi, ekonomik eşitsizlik ve doğal kaynakların azaldığını göz önünde bulundurursak, film günümüze de ışık tutuyor.
Peki, totaliter rejimde dünyadaki nüfus artışına engel olabilmek için nasıl bir politika geliştirmek gerekli? Filmimizdeki çözüm şu: Tek çocuk politikası.
Filmde bir aile var ki, birbirine çok benzeyen yediz kız kardeşten oluşuyor. Bu yediz kız kardeş hükümetin konuyla ilgilenen ve merhametsiz Nicolette Cayman tarafından yönetilen Çocuk Tahsisi Bürosu’yla adeta saklambaç oynamak zorunda. Çocukluklarından itibaren dedeleri tarafından disiplinli bir şekilde yetiştiriliyorlar.
Bu yedi kız kardeşin her biri, haftanın belli günlerini isimleri olarak alıyor. (Pazartesi, Salı, Çarşamba, Perşembe, Cuma, Cumartesi, Pazar.) Ancak dışarıda hepsinin ismi aynı: Karen Settman. Haftanın yalnızca bir gününde, aldıkları isimlere göre, sırayla dışarıya çıkabilen kız kardeşlerin hepsi, tek bir kimlikle var olabiliyor aslında.
Ta ki bir gün, Pazartesi bir gün eve gelmeyene kadar…
“Birinize ne olursa, hepinize o olur.”
Totaliter politikaların insan yaşamlarındaki acımasız gerçeğine filmimiz sayesinde tanık olacaksınız. Etkileyici ve zekice kurgulanmış bu filmi mutlaka izlemelisiniz.